Yükleniyor...

KAVRAMLAR DÜNYASI BAŞLARKEN

KAVRAMLAR DÜNYASI BAŞLARKEN

Kalem ve kılıç ile ideal bir dünya yaşamını insanlara öğreten ve gösteren, insanlığın rehberi ve öğretmenine salat ve selam olsun…


Kaleme ve kalemin yazdıklarına yemin eden el-Alîm’in adıyla…

Kalem ve kılıç ile ideal bir dünya yaşamını insanlara öğreten ve gösteren, insanlığın rehberi ve öğretmenine salat ve selam olsun…

İnsanoğlu, anne karnından başlamak üzere mezara kadar formal veya informal eğitimle bir şekilde ilişki içerisinde olmuştur. Bu, kaçınılmaz bir gerçekliktir. İnsanın bilişsel, duyuşsal ve psikomotor yönlerine hitap eden eğitim; bir şekilde insanın kişisel özelliklerini ve karakterini de belirlemektedir.

Kreş eğitiminden anaokuluna, ilkokuldan ortaokula, liseden lisans eğitimine, yüksek lisanstan profesör ünvanına kadar bireyin bu eğitim yolculuğu devam eder. Bu yolculuk, formal eğitimin birer basamaklarıdır. İnformal eğitim ile bu eğitim sürecini mezara kadar götürmek mümkündür. “İnsanoğlu, ömür boyu talebedir.” sözü yerinde kullanılan bir tespittir. Öğrenci yerine talebe kelimesini kasıtlı olarak kullandığımı belirtmek isterim. Zira anlamsal olarak bu iki kelime, çok farklı çağrışımlar uyandırmaktadır.

Etimolojik olarak öğrenci; bir şeyi öğrenen birey olarak algılanırken talebe ise talep etmek kökünden gelmektedir. “ilim isteyen, ilmi talep eden kişi” anlamına gelen talebe, eğitime farklı bir boyut kazandırmaktadır. Talebe, bizzat ilmi kendisi talep etmektedir. Öğrenci kavramında ise zorla öğrenme mümkün iken talebede ise gönüllülük esastır.  Öğrenme süreçlerinde birey için “zorla” veya “gönüllülük esasına dayalı” hedef belirleme aşamalarında bile bireyin aynı girdilerle girip farklı çıktılarla ortaya çıkması ihtimal dahilindedir. Zira hiçbir yöntem; eğitimin hedef aşamasında “gönüllülük” ve “istemek” etkenlerinden daha önemli değildir. İkinci bir husus ise insanoğlunun hayatında bu kadar geniş ve önemli bir yer tutan eğitim koluna acaba insanlar ne kadar önem vermektedir? Eğitimi; okuma yazma ve diploma alma ile sınırlı tutan bir anlayışın olması ise işi iyice çetrefilli kılmaktadır.

Her ay bu köşede siz değerli okuyucularla eğitim ile ilgili bir meseleye değineceğiz inşallah. Eğitimi anlamak ve anlamlandırmak için öncelikle eğitimin tanımı ve eğitimde kullanılan kavramlarının  bize ait olmasıyla başlamamız gerekecektir. Bize ait olmayan kavram ve tanımlarla eğitimi anlamlandırmak; temeli çürük bir yapının üst katlarını istediğimiz kadar değiştirmek ve dönüştürmekle yapıya etkili bir revize yapılmayacağının şuuruna varmak gerekir. Bundan ötürü biz bu işi temelden ele alıp temelden başlatacağız. Doğru kavramlarla doğru tanımlar, doğru tanımlarla doğru tespitler, doğru tespitlerle doğru tedaviler ve doğru tedavilerle doğru sonuçlar almanın peşinde olacağız. Amacımız sinekleri etkisiz hale getirmek değil, amacımız bataklığı kurutmaktır.

Bununla beraber bu köşemizde interaktif bir eğitim metodu kullanarak okurlarımızı da bu eğitim yolculuğuna katma düşüncesindeyiz ve bir aylık araştırma konusunu şimdiden buradan okurlarla paylaşmak isterim. İlk kavramımız “Eğitim / maarif”tir. Eğitim nedir, maarif nedir, aradaki fark nedir ve nelere denk gelmektedir.

Muhammed Emin ŞANA