Yükleniyor...

ÖVGÜ VE ELEŞTİRİ DENGESİ

ÖVGÜ VE ELEŞTİRİ DENGESİ

İnsan övülmek ister eleştirilmek istemez. Ancak insanın kendisi ile olan arasındaki mesafe daraldıkça ve kendisi ile barışık yaşamaya başladıkça yani kendini tanıdıkça övülmek değil eleştirilmek ister. Eleştirilmek ister çünkü başkaları tarafından nasıl görüldüğünü, nasıl tanındığını bilip kendine çeki düzen vermek ister. Eleştirilmek ister çünkü kendisindeki eksikliklerin farkına varıp bu eksiklikleri giderip daha mükemmele ulaşma çabası içerisine girer.


İnsan övülmek ister eleştirilmek istemez. Ancak insanın kendisi ile olan arasındaki mesafe daraldıkça ve kendisi ile barışık yaşamaya başladıkça yani kendini tanıdıkça övülmek değil eleştirilmek ister. Eleştirilmek ister çünkü başkaları tarafından nasıl görüldüğünü, nasıl tanındığını bilip kendine çeki düzen vermek ister.  Eleştirilmek ister çünkü kendisindeki eksikliklerin farkına varıp bu eksiklikleri giderip daha mükemmele ulaşma çabası içerisine girer.

Kendi ile barışık olmayan insanlar, kendine yabancılaşmış insanlar, kendini tanımayan insanlar övülmekten hoşlanırlar. Nefislerinin tatmin olması onların öncülüğüdür. Yaşam gayeleri nefislerinin arzu ve isteklerini yerine getirmektir. Nefislerine yönelik bir saldırı olduğunda hemen savunmaya geçer ve kendisinde var olan o eksikliğin kendi şahsi eksikliğinden kaynaklanmadığını ispat edebilme adına savunma mekanizmaları geliştirirler. Savunma mekanizmaları geliştirirken de bir yandan kendisini eleştiren kişiyi o da eleştirmeye başlar ve sözlü saldırıya geçer.

Övülmek isteyen insanın psikodinamiğinde başkaları tarafından takdir edilmek, değer görmek, onaylanmak, kabul görmek, dışlanmamak, gözde olmak, popüler olmak, önde olmak, sürekli konuşuluyor olmak, şöhret olmak vardır. Bu duygu ve düşünceleri taşıyan insanlar yapmış oldukları bir hata nedeni ile eleştirildiklerinde panik olmaya başlar, elleri ayakları birbirine karışır, pasif agresif tepkiler göstermeye başlarlar, başkalarını suçlamaya başlarlar. Biraz önceki nazik insan gitmiş yerine saldırgan, dengesiz tutum sergileyen biri gelmiştir. Bu tür insanların kişilikleri henüz tam manasıyla oturmamıştır. Elinden oyuncağı alınmış ağlayan çocuk davranışları gösteren yetişkin çocuk tavırları sergilerler. Hayat Rehberimiz, Peygamberimiz, Önderimiz hadislerinde şöyle der “ Övülmeyi sevmek insanı kör ve sağır eder. Kusurlarını görmez olur. Doğru sözleri, verilen nasihati işitmez olur.”Bu tür insanlar güven vermezler. Kendileri de diğer insanlara güvenmezler. Septik davranışlar sergilerler.

İnsanların emek vererek yapmış oldukları işleri tabiî ki teşekkür mahiyetinde takdir etmeli ve aşırıya kaçmayacak şekilde motive edici cümleler kullanılmalıdır. İhlası zedeleyecek övgülerden kaçınılmalıdır. Birey övülmek, takdir edilmek için değil Allah’ın Rızasını kazanmak için iş yapmalıdır. Zaman harcamış, emek harcamış, maddiyatını harcamış ve sonuçta güzel bir iş ortaya çıkarmış. Bireyin ortaya çıkardığı bu güzel çalışmanın diğer insanlar tarafından görülüp takdir edilmek istemesi gayet doğaldır. Ancak niyetinde takdir edilmek ve övülmek isteği varsa işte burada problem var demektir. Bir hastalık var demektir. İnsanların niyetinde rızayı ilahi olmalı. “Allah görüp takdir etse yeter, isterse insanlar görüp takdir etmesin.” demeli ve yaptığı işin sonucunu Allah’a bırakmalıdır. Çünkü birini övmek onun kibirlenmesine sebep olabilir. Kibir ve ucub ise insanı helak eder. Allah’ın Resulü öyle buyuruyor;” Birbirinizi övmekten sakının. Çünkü övmek onu boğazlamaktır.” Yine başka bir hadisinde” Din işlerine insanların sizi övmeleri arzusunu karıştırmaktan sakının. Sonra amelleriniz boşa gider” der.

Eğitimde, kişisel ilişkilerde eleştiri nasıl olmalıdır? Sorusuna cevaben; sürekli eleştirerek insanların eğitileceğini düşünenler ise büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını iyi bilmelidirler. Çünkü eleştiri yıkımdır. “Sen yapamadın, yapamıyorsun, anlamıyorsun, bu ne biçim iş, hala öğrenemedin, kafan basmıyor mu? Yeter artık geri zekâlı, hayvan mısın?” vb. ifadeler karşıdaki insanı sizden uzaklaştırır hatta kendinize karşı kinli bir düşman yetiştirmiş olursunuz. Sürekli eşleştirilen birey alıcılarını size karşı kapalı tutar “bu ne konuşuyor ya, geri zekâlı mı ne?” gibi sözlerle sizi alaya almaya başlar ve hatta size karşı öfke patlaması yaşarlar.

Bu durum öğretmen-öğrenci ilişkisi, ana-baba ile çocuk arasındaki iletişim ve karı-koca arasındaki iletişim için de geçerli bir durumdur. Eleştiri dilini kullanan insanlar karşıdakini kendilerinden uzaklaştırırlar. “ Bu beni anlamıyor, anlayacakta değil, hep meseleyi kendi bakış açısıyla yorumluyor.” Gibi cümleler kullanırlar. Böylelikle sürekli bu insanlar kendi aralarında iletişim çatışması yaşarlar. 

Eleştiri de yargılama vardır. Yargılanan birey kişiliğine karşı bir saldırı olduğunu düşünür ve savunmaya geçer, eleştirildiği konuda savunma mekanizmaları geliştirerek kişiliğinin zedelenmesini istemez. Bu nedenle eleştiri yaparken davranışın kendisi hedef alınmalıdır, bireyin kişiliği değil. Davranışın kendisi eleştirilirken de yine dikkat etmemiz gereken nokta bireyi kırmamak olmalıdır. Hakaret içerikli, küçük düşürücü cümlelerden uzak durulmalıdır. Bireyin öncelikle olumlu yönleri vurgulanıp araya eleştireceğimiz davranışı yerleştirip daha sonra tekrar olumlu yargı ifade edecek cümleler ile bitirilmelidir. Burada amaç ilişkilerin zarar görmesini engellemek vardır. Çünkü bizim amacımız rahatsız eden o davranışı düzeltmektir. Bireyi kırmak ya da küçük düşürmek değil. Bu tür eleştiriler olumlu eleştiridir, yapıcı eleştiridir. Zaten hayatımızda olumlu, yapıcı eleştiride olmalıdır. Bireyin eğitilmesini, gelişmesini istiyorsak bu tür olumlu eleştiriler yapılmalıdır. “Banane, kendisi bilir, herkes yaptığından sorumludur, beni ilgilendirmez.” gibi bencil, menfaatçi, sadece kendini düşünen, çıkar ilişkiler geliştiren, toplumun menfaatini düşünmeyen tutumdan uzak durmalıyız. Çünkü insan sosyal bir varlıktır, topluma olan görevini ifa etmeli, toplumdan kendini soyutlamamalıdır.

Olumlu yapıcı eleştiriler yapmalı ve kendimizde buna açık olmalıyız. Zaman zaman öz eleştiriler yapmalı ve kendimizdeki eksiklikleri görüp daha iyi nasıl olabilirimin hesaplarını yapmalıyız.

Eleştiri ve övgü dengesini özlü bir şekilde ifade eden bir sözle yazımızı bitirelimOlgun bir adamı dost edinmek isterseniz, tenkid edin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.” Şirazi 

Mehmet TAŞ